26 Mayıs 2014 Pazartesi

BENİ KİM KANDIRDI...

   
  Yeni konut projeleri  yeni tarzları,yeni yaşam biçimlerini ve farklı bir yaşam kültürünü beraberinde getirdi. Son 10 yılın markalı konut projeleri bu değişimin en büyük mimarlarından. Güvenlikli siteler,depreme dayanıklı yapılar, havuzlar,çiçekler, cıvıl cıvıl bir yaşamın cazibesi ; mutluluk,huzur ve tabikide kazanç ile süslenince  hiçte azımsanmayacak bir alıcı  kitlesi oluştu. Reklamlarda mutluluktan ayakları yerden kesilenlerin yerine koyduk kendimizi.

  Buraya kadar her şey güzel…

  Bu gelişen iş kolunu bir çok girişimci kendisine kazanç kapısı olarak görmesi gelinen noktada İnşaat sektörünün hızla büyümesine sebeb oldu. Para kazanma hırsı bir çok müteahhit ortaya çıkardı. Aslında haksızda değillerdi,serbest bir ekonomik modelde para kazanmanın kısa yollarını değerlendirmekti girişimcilik.. Ve bu girişimcilerin gözüne kestirdiği altın meslekte inşaattı.Sektör kısa zamanda iş kolları arasında parlayan bir yıldız oldu.Kısa zamanda yüksek kar marjı..Prestijli bir meslek..Kulağa çok hoş geliyor.

Buraya kadarda her şey güzel…


 Birde madalyonun diğer yüzü var tabi. Arkalarından hayır duası ettirenler olduğu gibi beraberinde bir yığın beddua ve mahkeme dosyasıyla yaşamaya devam eden müteahhitlerde oldu.Olayı sadece ticari bir pencereden değerlendirmek yapılacak en büyük hataydı ve  bir çok sözde işadamı o hataya düştü. Ortaya çıkardıkları yapıların sadece ticari bir mal değil, alıcıların hayalleri,birikimleri ve tek güvenceleri olduğunu zamanla unuttular..Kalitesiz yapılar,ruhsatı alınmadan satılan hayal daireler,vaad edilenlerin gerçekleşmemesi vs. vs. 

Siyasal erkin bu konudaki hassasiyeti ve yaptırımlarıda umarım zamanla meyvesini verir.

Olayı birde alıcı tarafından değerlendirmek gerekiyor tabi ki..

 Ne kadar mağdur olan bir alıcı kitlesi olsada memnuniyetleri tavan yapmış bir o kadarda insanla karşılaşıyoruz. Bu memnuniyetlerinin sebebide doğru seçimler tabiî ki.  Seçimlerinde doğru soruları sorup tatminkar cevaplar alanlar, proje ve firma değerlendirmesini iyi yapanlar sürekli kazanıyor.Diğer yandan sadece kazanma ve daha büyük bir ev almanın hazzını yaşama içgüdüsüyle hareket  edenler belirli  noktadan sonra gerçekleri göremiyorlar. Onlara cazip gelen ya evin büyüklüğü yada ucuzluğu oluyor. Bu aç gözlülükde  ilerde yaşanacak sıkıntıların temelini atmış oluyorlar. Nihayetinde ekmek değil bir yaşam alanı  hatta yaşam satın alıyorlar. Bu kadar büyük kararlar verirken biraz araştırma yapmak gerekmez mi? 

 Beni kim kandırdı diye ortalıkta dolaşırsanız alacağınız cevap büyük olasılıkla yine kendiniz olacak. Bilinçsiz bir şekilde verilen kararlar,okunmadan imzalanan sözleşmeler,etkileyici  fiyatlar...

 İnşaat projelerinde alıcıların mağdur olmamaları,,kendilerine hayatı zindan etmemeleri için yapmaları gereken şeyler belli aslında.  Doğru sorular…Doğru firma…Doğru proje…

 İlerleyen yıllarda  bu mağduriyetlerin yaşanmaması ve bilinçli bir alıcı kitlesinin oluşması dileklerimle..


Hoşçakalın 

1 yorum: