Kentsel dönüşüm son yıllarda en çok duyduğumuz kavramların
başında geliyor. Amaç daha kaliteli bir
yaşam ve depreme dayanıklı yapılar üretmek. Can güvenliği en büyük etken. Kentsel
dönüşümü geç atılmış bir adım olarak görmekle beraber destekliyor ve dönüşümün
devam etmesi gerektiğine inanıyorum. Fakat bunun için atılan her yeni bir adımın
beraberinde sorunları ve soruları getirdiğini görüyoruz.
Ortada
bir sorun var; çarpık kentleşme,gecekondulaşma, imar sorunları ve dayanıksız
yapılar. Bunun yol açtığı ulaşım ve çevre sorunları, yani hayatı zorlaştıran
her türlü unsur mevcut. İllaki bir dönüşüm olmalı..
Bu dönüşüm hem o iç karartıcı yapılarda
hemde insanlarımızda gerçekleşmeli…
Kentsel Dönüşüm konunun uzmanları tarafından
üzerinde durulması, konuşulması bir bütünlük içinde değerlendirilmesi gereken
bir kavram aslında. Herkesin kendine göre yorumladığı, farklı yaklaşımların
ortaya çıktığı bir ortamda doğruyu bulmak çok kolay olmayacak..
Bakanlık, belediye,şehir plancıları, kent
bilimcileri,sivil toplum kuruluşları ve en önemli unsur olan konunun asıl
muhattabı vatandaşla beraber tekrar değerlendirilmesi gereken bir kavram
KENTSEL DÖNÜŞÜM.
Hukuki, ekonomik ve tüm sosyal yönleriyle
ele alınıp herkesin anlayabileceği somut bir kavramın ortaya konması gerekiyor
artık. Aksi halde zaman ilerledikçe telafisi olmayan bir süreçle baş başa
kalınacak.
İstanbul Sur içinde kentsel dönüşüm yapıldı
ama neler oldu kimse bilmiyor. Bir çok hak sahibi haklarının verilmediğini ve
kandırıldıklarını iddia ediyor.
Esenler’de yapılan dönüşüm projesinde ise
memnuniyet hat safhada.Tabi ki oradada mağdur olduğunu iddia edenler var.
Herkesi memnun etmek mümkün değil. Ama bu
işin bir çizgisi, bir standartı olmalı. Vatandaş kendisine neye göre muamele
edildiğini bilmeli.
Dönüşümü standart haline getirmek ve bir çizgide ilerlemesini sağlamak kolay değil tabi ki. Belli bir alt yapı çalışması yapılmalı ve muhtemel sorunlarla karşı karşıya kalınabileceği daha önceden hesaplanmalıydı.
Bu bakımdan dönüşüm için acele edildiğini düşünüyorum. Bu kadar önemli bir konu belirli bir zamana yayılmalıydı. Ve bu süreçte daha iyi bir fizibilite çalışması yapılmış olsaydı süreç bu kadar sancılı olmayabilirdi.
Ortaya mükemmel yapılar,depreme dayanıklı
beton yığınları çıkarabilirsiniz fakat yıkılan tek şey çürük yapılar
olmayabilir. Hayatı boyunca birikimini oraya yatıran, sahip olduğu tek mülkü
olan insanlar var bu işin göbeğinde. Vatana millete hayırlı bir iş yapıyoruz, can
güvenliğinizi sağlıyoruz diye insanlar mağdur bırakılmamalı.
Umarım geç olmadan KENTSEL DÖNÜŞÜM kavramının kargaşası ortadan kalkar ve
herkesin huzurlu yaşayabileceği,yaşamaktan mutlu olduğu yapılar ortaya çıkar…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder